Resimlerle anlatılacağı günler yakın
E-posta ve metin iletileriyle iletişim kurmak kısa süre içinde, geleneksel postayla gönderilen elle yazılmış mektuplar kadar antika veya gerçek telefon görüşmesi kadar az rastlanır bir şeye dönüşebilir.
140 karakterlik çok uzun Twitter mesajlarını unutun. The New York Times’ın haberine göre, her şeyin resimlerle anlatılacağı günler yakın.
Nick Bilton, “Fotoğraflar hızla yepyeni bir diyalog türüne dönüşüyor. Yeni teknoloji meraklıları, ister akşam yemeğinin fotoğrafı isterse bir arkadaşa kurnazca ‘Hey, seni bekliyorum’ demek için kullanılan sokak tabelası fotoğrafı olsun, basit bir resimle iletişim kurmanın sözcüklerle uğraşmaktan daha kolay olduğunu öğreniyor” diye yazdı. Eskiden raflarda duran aile fotoğrafı albümleri, düğün ve mezuniyet törenleri ile unutulmaz tatillerin fotoğrafları ve yılbaşı ağacının yanında verilen tuhaf pozlarla doluydu. Şimdi tek bir tıklamayla internete fotoğraf koyabiliyor ve parmaklarımızı kullanma veya başparmakla klavyeye dokunma derdinden kurtuluyoruz. Harvard Üniversitesi’nden Fotoğrafçılık Profesörü Robin Kelsey, “Fotoğrafçılığı geçmişteki anları kaydetme ve saklama işlevinden uzaklaştırıp bir iletişim aracına dönüştürdüğümüz önemli bir dönemeçteyiz” dedi. Ama internete koyulan ve takipçilerce hemen beğenilen bir fotoğrafın sunduğu anlık tatminin olumsuz tarafı da var. Konuşmadan önce biraz düşünmek gerekir, yazarken de bir miktar düşünürüz. Oysa internete bir şey koymadan önce düşünmek için her zaman yeterli zaman olmaz.
İnsanların elbiselerini çıkarırken veya sarhoşken çektirip internete koyduğu çeşitli utandırıcı fotoğrafların da kanıtladığı gibi, arzuladığımız tepkiyi almak için riskli davranış sergileme olasılığımız daha yüksek. Fotoğraflar suç (ABD’deki milli parklarda yapılan tahribat) ve kahramanlık (Kahire’deki sokak göstericileri) arşivi anlamına da gelebiliyor. Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Sosyoloji Profesörü Zeynep Tüfekçi, “Dünyanın sizi göreceği gerçeği, almaya heveslendiğiniz riskleri artırıyor. Protestolar sırasında bunu sosyal medyada hep görüyoruz. Aynısı grafiti için de geçerli. Bu bir eylem” dedi. İşin bu yönü, teşhirci bir tarafı olan yogacılar için yararlı. Arizona’da yoga öğreten 27 yaşındaki Caitlin Turner’ın Galapagos Adaları ve Tayland’daki Chiang Mai gibi ilginç yerlerde çektirdiği çarpıcı fotoğraflarını koyduğu @GypsetGoddess adlı Instagram hesabının 40 binden fazla takipçisi var. 36 yaşındaki Laura Kasperzak yoga seanslarını, iki saniyede bir fotoğraf çekecek şekilde ayarladığı Nikon marka fotoğraf makinesiyle fotoğraflıyor. The New York Times’ın haberine göre Instagram’deki 245 bin takipçisi bu fotoğrafları ilgiyle izliyor. Fotoğraflarını daha etkileyici hale getirmek isteyen yogacılar, California ve New York’ta yoga fotoğrafçılığı üzerine atölye çalışmaları düzenleyen sanatçı 43 yaşındaki Robert Sturman’dan yardım alabiliyor. Sturman’a göre işin sırrı, fotoğrafları olabildiğince alçak bir noktadan çekmekte yatıyor.
Sturman, “Yoga fotoğraflarının nasıl güzelleştirebileceğini biliyorum ve bunu öğretebilirim” diyor. Fotoğrafların görüldükten birkaç saniye sonra otomatik olarak silindiği Snapchat’te, konu resimlerin güzelliği değil. “Dostlarla geçirilen bir anı paylaşmanın en hızlı yolu” olduğunu belirten site, bizi “düşüncesiz davranmaktan da kurtarıyor”. The New York Times’ın haberine göre kullanıcılar en utandırıcı fotoğraflarını rahatça paylaşıyor: Selülitler, bilerek şaşılaştırılmış gözler, gıdılar, lunaparkta kusanlar, partilerdeki çılgın anlar vs. Evan Spiegel ve Bobby Murphy Stanford Üniversitesi’nde okurken bu uygulamayı, çoğu kişinin internette sahte kişilikler oluşturmasına tepki olarak tasarlamış. 22 yaşındaki Spiegel, “Sosyal ağlarda kendini mükemmel biri gibi göstermek kötü bir şey. Eşofmanla oturup film izlediğimiz halde, ‘Müthiş bir partideyim’ veya ‘Harika bir tatildeyim’ diye yazıyoruz. İnsanlar fotoshoplu şeyler değil sahici, özgün ve anlık resimler istiyor” diyor.
